Son yıllarda Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler, Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkileri derinden etkilemiştir. Özellikle Suriye'de 2011 yılında başlayan iç savaş, iki ülke arasındaki ilişkilerin kopmasına yol açmıştır. Bu süreçte, Türkiye'nin o dönemdeki Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun yanlış bilgilendirmeleri ve FETÖ ağzıyla verdiği brifingler sonucu Cumhurbaşkanı'nın yanıltılması, Türkiye'nin Suriye ile köprüleri yıkmasına neden olmuştur. Bu durum, tam da ABD'nin istediği bir senaryoyu gerçekleştirmiştir.
Ancak son dönemlerde, bölgesel ve küresel dinamikler değiştikçe, Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin yeniden düzelme ihtimali üzerine çeşitli tartışmalar yapılmaktadır. Peki, Türkiye-Suriye yakınlaşmasını kimler istemez? Bu sorunun yanıtını birkaç başlık altında inceleyebiliriz.
1. Bölgesel Güçler: Suudi Arabistan ve İran
Ortadoğu'da bölgesel güç mücadelesi yürüten Suudi Arabistan ve İran, Türkiye-Suriye yakınlaşmasından rahatsız olabilirler. Suudi Arabistan, Suriye'de Esad rejiminin sona ermesini ve ülkede kendi etkisini artırmayı hedeflemektedir. Türkiye'nin Suriye ile ilişkilerinin düzelmesi, Suudi Arabistan'ın bu stratejisini zorlaştırabilir. Diğer yandan, İran ise Esad rejiminin en büyük destekçilerinden biridir. Türkiye'nin Suriye ile ilişkilerini düzeltmesi, İran'ın Suriye üzerindeki etkisini zayıflatabilir ve bu da İran'ın stratejik çıkarlarına ters düşer.
2. Kürt Gruplar ve PKK/PYD
Suriye'deki iç savaş sürecinde, özellikle Kuzey Suriye'de etkili olan Kürt gruplar ve onların uzantısı olan PKK/PYD, Türkiye-Suriye yakınlaşmasından olumsuz etkilenebilirler. Türkiye, bu grupları terör örgütü olarak tanımlamakta ve Suriye sınırında güvenliğini tehdit eden unsurlar olarak görmektedir. Türkiye'nin Suriye ile ilişkilerini düzeltmesi, bu grupların hareket alanını daraltabilir ve stratejik pozisyonlarını zayıflatabilir. Dahası, bu grupların varlığı ortadan kalkabilir ve feodal bir yapı amaçlayan gruplar kendilerine alan bulamayabilirler. Suriye ordusu şu an bu güçlere karşı koyma mukavemetine sahip değil, ancak Türkiye'den alacakları destekle Suriye devleti alan hakimiyetine sahip olabilir.
3. Batılı Güçler: ABD ve Avrupa Birliği
ABD ve bazı Avrupa Birliği ülkeleri, Ortadoğu'da kendi stratejik çıkarlarını korumak amacıyla Türkiye-Suriye yakınlaşmasına mesafeli durabilirler. Özellikle ABD, Suriye'deki Kürt grupları desteklemekte ve bu grupların Suriye'nin geleceğinde önemli bir rol oynamasını istemektedir. Daha sonraki plan olarak Irak, Suriye ve Türkiye'yi bölerek İsrail'i karadan Türkiye'ye komşu yapmak istemektedirler. Tüm bu hazırlıkların ana sebebi budur. Türkiye'nin Suriye ile ilişkilerini düzeltmesi, ABD'nin bu stratejisine zarar verebilir. Ayrıca, Avrupa Birliği de Suriye'deki insan hakları ihlalleri ve savaş suçları nedeniyle Esad rejimine karşı olumsuz bir tutum sergilemektedir. Türkiye'nin Suriye ile ilişkilerini düzeltmesi, Avrupa Birliği'nin bu politikasına ters düşer çünkü çıkarlarına ters gelir.
4. İç Politika: Türkiye'deki Muhalefet Partileri
Türkiye'deki bazı muhalefet partileri de Suriye ile ilişkilerin düzelmesine karşı çıkabilirler. Özellikle, Türkiye'nin Suriye'deki askeri operasyonları ve mülteci politikaları konusunda eleştirilerde bulunan partiler, Türkiye-Suriye yakınlaşmasını hükümetin dış politika başarısızlığı olarak değerlendirebilirler. Bu nedenle, Türkiye-Suriye ilişkilerinin düzelmesi, iç politikada da çeşitli tartışmalara yol açabilir. HDP'nin ve ittifak partileri, başta CHP olmak üzere, batı ülkelerine ve PKK'ya verdikleri destekleri Türk devletine ve ordusuna vermemektedirler.
Sonuç
Türkiye-Suriye yakınlaşmasını istemeyen birçok aktör bulunmaktadır ve bu aktörlerin her biri kendi stratejik çıkarları doğrultusunda bu durumu engellemeye çalışabilir. Bölgesel güçler, Kürt gruplar, Batılı ülkeler ve Türkiye'deki muhalefet partileri, bu süreçte önemli rol oynayabilirler. Ancak, Türkiye'nin Suriye ile ilişkilerini düzeltme girişimi, bölgedeki dengeleri değiştirebilir ve yeni bir dönemin kapısını aralayabilir. Bu nedenle, Türkiye-Suriye yakınlaşması, dikkatle izlenmesi gereken önemli bir gelişmedir.
Sizce Türkiye-Suriye yakınlaşması anında bu olayların çıkması gerek Türkiye gerekse Suriye'deki olaylar bir tevafuk olabilir mi? Zerre aklı olan bunu çözebilmeli.