içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

ABD'nin Gizli Oyunları: DEAŞ ve Taliban'ın Kuruluş Hikayesi

ABD'nin Gizli Oyunları: DEAŞ ve Taliban'ın Kuruluş Hikayesi

Son yıllarda dünya sahnesinde radikal terör örgütlerinin yükselişi, birçok ülkenin güvenlik politikalarını derinden etkiledi. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve eski ABD Başkanı Donald Trump'ın ifadeleriyle gündeme gelen, DEAŞ ve Taliban'ın ABD tarafından kurulduğu iddiası, bu örgütlerin ardındaki güçleri ve amaçları yeniden tartışmaya açtı. Peki, gerçekten ABD bu örgütlerin kurulmasında bir rol oynamış olabilir mi? Cevap evet, ABD ve emperyalist devletlerin destek vermediği hiçbir örgüt yaşayamaz ve eylem yapamaz. Dahası, diğer emperyalist devletler, NATO payı gibi ödenek ayırarak bu örgütleri beslerler.

Afganistan'da ABD ve Taliban İlişkisi

1979 yılında Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgal etmesi, Soğuk Savaş döneminde ABD'nin bölgedeki çıkarlarını tehdit etti. ABD, Sovyetler Birliği'ne karşı Afgan direnişçilerini desteklemek için büyük bir operasyon başlattı. Bu operasyonun bir parçası olarak, Pakistan aracılığıyla Afgan mücahitlerine milyarlarca dolar değerinde silah ve lojistik destek sağladı. Bu destek, sonunda Taliban olarak bilinen radikal bir hareketin doğmasına yol açtı.

Taliban, başlangıçta ABD'nin müttefiki olarak Sovyetler Birliği'ne karşı savaştı. Ancak Sovyetler Birliği'nin 1989'da Afganistan'dan çekilmesinin ardından, Taliban'ın radikal ideolojisi ve iktidar hırsı, bölgedeki güç dengesini değiştirdi. ABD'nin sağladığı silahlar ve eğitim, Taliban'ın Afganistan'da kontrolü ele geçirmesine yardımcı oldu. ABD'nin Afganistan'da uzun süre kalması, yerli halkı uyuşturucu tüccarı ve müptelası haline getirerek, tüm yeraltı kaynaklarını ABD'ye aktardı. Alacak bir şeyi kalmayınca Afganistan'ı terk etti.

Ortadoğu'da DEAŞ'ın Yükselişi

Irak'ın 2003 yılında ABD tarafından işgali, bölgede büyük bir istikrarsızlığa yol açtı. Zaten 1990 yılından beri altyapı çalışmaları devam ediyordu ve tüm hazırlıklar yapılmıştı. Saddam Hüseyin'in devrilmesi ve ardından Irak'ta oluşan güç boşluğu, çeşitli radikal grupların ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Bu gruplardan biri de DEAŞ (İslam Devleti) oldu. ABD'nin Irak'ta uyguladığı politikalar ve mezhep temelli ayrımcılık, DEAŞ'ın doğuşuna ve hızlı bir şekilde güçlenmesine neden oldu.

ABD'nin Irak'taki askeri varlığı ve politikaları, birçok Sünni Müslümanın dışlanmış hissetmesine yol açtı. Bu durum, DEAŞ gibi radikal grupların ideolojik ve askeri anlamda destek bulmasına zemin hazırladı. Özellikle 2014 yılında Musul'un DEAŞ tarafından ele geçirilmesi, ABD'nin bölgede uyguladığı politikaların başarısızlığını gözler önüne serdi. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye'nin Suriye'de çeşitli operasyonları başlayınca, yaklaşık beş bin DEAŞ'lı terörist İsrail'in sınırında, Mısır'da Sina Çölü'nde kamp kurarak buraya yerleştirildi. Şimdi o teröristlerin bazısı ve PKK'nın bazısı İsrail ordusu komutasında Filistin'e karşı savaştırılıyor. Gazze halkına da bu kamplarda gitmeleri öneriliyor.

ABD'nin Stratejik Hesapları

ABD'nin DEAŞ ve Taliban gibi radikal grupların ortaya çıkmasında doğrudan bir rolü olup olmadığı tartışmasız kesin gerçek bir konudur. Ancak, ABD'nin bölgede uyguladığı politikaların ve sağladığı askeri desteklerin bu grupların yükselmesine katkı sağladığı da bir gerçektir. ABD eski başkanı Donald Trump'ın DEAŞ'ı ABD'nin kurduğunu açıkça ifade etmesi, dünya genelinde ABD'nin dış politikasına yönelik eleştirilerin artmasına neden oldu. Ancak herkesin zaten bildiği bir gerçeği ifade etmesi durumu değiştirmedi.

Sonuç olarak, ABD'nin küresel stratejileri ve çıkarları doğrultusunda yürüttüğü politikalar, birçok radikal grubun ortaya çıkmasına ve güçlenmesine zemin hazırlamıştır. DEAŞ ve Taliban'ın kuruluşunda ABD'nin dolaylı da olsa bir rolü olduğu gerçeği, dünya kamuoyunun göz ardı edemeyeceği bir gerçekliktir. Bu bağlamda, ABD'nin dış politikasının yeniden değerlendirilmesi ve gelecekte benzer hataların tekrarlanmaması için daha dikkatli adımlar atılması gerekmektedir.

Özellikle İslam ülkelerinin ABD ve İsrail'e biat etmesi, coğrafyada içinden çıkılmaz sorunlara neden olmaktadır. Türkiye'den başka ülke, Cumhurbaşkanımız ve Sayın Dr. Devlet Bahçeli Bey Den başka sesini çıkaran olmamaktadır. Dolayısıyla bize de Ebabil Kuşu sipariş vermekten başka bir şey Gelmiyor Elimizden. 

Selam ve dua ile

Bu yazı 3908 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum